Page 37 - SHMA 17. Sayı
P. 37

Yrd. Doç. Dr. Osman Nuri Yıldırım’ın kitabı dört
         bölümden oluşuyor. İlk bölüm Yıldırım’ın İsveç’e           “Toplumdaki  depresyon,  intihar,  uykusuzluk,
         gitmeden Türkiye’de yaşadığı yılları içeriyor. Doğup       huzursuzluk,  mide  hastalıkları,  alkol  ve
         büyüdüğü köyde geçirdiği çocukluk dönemi, Aydın’da
         yatılı olarak okuduğu ortaokul ve lise yılları, üniversite  uyuşturucu kullanımı, çalışmaktan korkmalar,
         ve askerlik anıları bu bölüm altında okurla buluşuyor.     aile   içi   geçimsizlikler,   kuşaklar    arası
         Yıldırım, 2. Dünya Savaşı sonrası yıllarda Türkiye’nin     çatışmalar,  okul  yorgunlukları  gibi  pek  çok
         bir köyünde çocuk olmanın ne demek olduğunu                sorun kapitalist sistemin sonucudur.” s.33
         aktarıyor okura. Yıldırım’ın güçlü hafızası ve renkli
         anlatımı köy hayatına dair pek çok ayrıntı hakkında
         bilgi veriyor. Kimi zaman köye gelen mektupların
         okur/yazarı olan Yıldırım, kimi zaman bağı çakaldan
         koruyor, kimi zaman kurt yemesin diye sürünün            Üçüncü Bölüm, Yıldırım’ın Türkiye’ye döndükten
         başında nöbet beklerken kimi zaman ise evdeki ocağı      sonra Antalya’da yaşadıklarını ve yeniden Türkiye’ye
         yakmak için komşudan ateş istemeye gidiyor. İlk kez      uyum sürecini içeriyor. İsveç’in ekonomi, sosyal yapı,
         peynir ve dondurmanın tadına bakmasına şahit oluyor      teknolojik gelişim, günlük hayat pratikleri açısından
         okur ya da ilk kez otobüse/trene binmesine. Saat         Türkiye’nin çok ilerisinde olduğunu ifade eden
         olmadan güneşi rehber edinen köy halkının günlük         Yıldırım, doktora tezini tamamladıktan sonra
         yaşamı, tarım ve hayvancılığa dair rutinleri, köylülerin  Antalya’ya yerleşiyor. Farklı kurum ve kuruluşlara dair
         birbirleriyle ve devlet memurları ile ilişkileri Yıldırım’ın  anekdotlarını ve kurduğu işler dolayısıyla çalıştırdığı
         satılarından okurun hayal dünyasına aktarılıyor.         insanlara dair anılarını esprili bir dille anlatan Yıldırım,
                                                                  Türkiye ve İsveç karşılaştırması yapmaya olanak
                                                                  tanıyor. Bu bölüm aynı zamanda Osman Nuri
                                                                  Yıldırım’ın siyasi partilerde yaptığı çalışmaları da
                                                                  içeriyor. Muhalif kişiliği ile muhalefet partileri içinde de
           “…  yaşamımda  taş  devrinden  izler,  feodal          muhalif kalan Yıldırım, Türkiye yakın tarihindeki
           dönemden  kesitler,  kapitalist  toplumdan             siyasetçilere dair de bir tablo çiziyor.
           yaşantılar  olduğu  gibi,  bilgi  çağından  da
           bilgiler ve yaşantılar var.”s.12

                                                                    “Aksu’nun  o  yıllardaki  adı  Karanlık  Sokak’tı.
                                                                    Neden  Karanlık  Sokak’tı  o  köyün  ismi
                                                                    derseniz  çok  ilginç  bir  yanıtla  karşılaşırsınız.
                                                                    Burada  yol  hem  virajlı,  hem  de  rampalıydı
         İkinci Bölümde ise İsveç’te kaldığı yıllara dair anılarını  eskiden.  Soyguncular  burada  kamyonlara
         aktarıyor Yıldırım. “İkinci vatan” olarak tanımladığı
         İsveç’te okuduğu okullarla, çalışma yaptığı                atlayıp,  ağaçlar  arasında  uzanan  sokağa
         akademisyenlerle ve arkadaşlarıyla tanışıyoruz.            çektirirlermiş.  Orada  da  kamyonu  soyarlar,
         İsveç’te sosyal hizmet uzmanı olarak görev yaptığı         şoförün de parasını alırlarmış. Köye Karanlık
         döneme dair anılar, okura İsveç’in sosyal hizmet           Sokak  denmesinin  nedeni  buymuş.  Ama
         politikaları hakkında da fikir veriyor. İsveç anılarına    günün  birinde  buraya  Aksu  Köy  Enstitüsü
         tanıklık etmek, Yıldırım’ın “İsveç isimli ‘sihirli’ sözcük  açılınca,    öğretmen       adaylarıyla     köy
         geçince, hep gözlerimin içi güler, benliğimi baştan        neşelenmiş,  karakol  yapılmış  ve  güvenli  bir
         aşağı bir huzur ve mutluluk kaplar” sözlerinin altında     yer olmuş. Bundan dolayı da köy Aksu adını
         yatan nedenleri anlamamızı sağlıyor.                       almış, eski ismi de tarihe karışmış.” S.66





                SAYFA 36 • SOSYAL HİZMET MAGAZİN • DÜŞÜNCE KİTAPLIĞI • EYLÜL 2022 • 17. SAYI
   32   33   34   35   36   37   38   39   40   41   42