Page 36 - 11. SAYI MART KAPAK
P. 36
migren krizleri ve yersiz yurtsuz olmanın getirdiği zorluklar Doğaüstü bir şey seçmek, insanı daima güçsüz kılar. Neyi
ve beraberinde kendisinin kabul etmek istemediği seçtiğimizi bilmeden seçmek de... Kutsal olan kişinin kendi
yalnızlık sorunu içerisindedir. hakikati için aradığı ve erişmek istediği yoldur. Kişinin kendini
Migrenin tedavisi için sayısız doktur gezen Nietzsche en bilmesidir, kendi hakikati. İşte güç tam da bu noktada tutunur
sonunda dostu olan Salome’nin ısrarı üzerine hiçbir hayata. Belki inandıklarımız veya Nietzsche gibi inanmayanların
sonuç alacağına inanmamakla beraber, klinik tutunacağıdır. Esas olan gerçek ümitsizlik savaşının bir sonuç
değerlendirmesinde ilk önce hastanın kendi ağzından olduğu, gücün de ona tutunan bir dal olmasıdır.
hastalığını anlattırarak onu dikkatle dinleyen, sonra Ölmek üzere olan birinden öleceğini saklamak kişinin hayata olan
sistematik olarak her semptomu ayrı ayrı sorgulayan ümidini kesmemek demektir, fakat bu iyi bir şey olamaz. Çünkü
Doktor Breuer ile görüşmeyi kabul eder. İlk seanstan ümit en son kötülüktür. Ölümün en iyi yanı ise bir daha
sonra aynı sonucu alacağına inanan Nietzsche tedaviye ölünemeyecek olmasıdır. Ölümün geliyor olması, yaşamın
başlamadan bitirmek istemiştir. Fakat Doktur Breue’in değerli olmadığı anlamına gelmez.
ilgisini çeken Nietzsche’nin ilginç felsefi konuşmaları ve Tanrı’yı öldüren Nietzsche, “Neden yaşamam gerektiğini
düşünceleri Breuer’in Nietszche’i tedavi etme istemini bilmiyorum. Nasıl yaşayacağımı bilmiyorum,” der. Hayat doğru
artırmıştır. Çeşitli çabalar sonucunda Nietzsche’i cevabı olmayan zorlu bir sınavdır. Bu sınavda kişinin ümit
hastasını tedavi edeceği üzerine ikna etmiştir. edeceği bir şeyinin olmaması onun boşluğa sürüklenmesine ve
Gücün insanın en önemli silahı olduğu görüşünü esas yaşama amaçsız olarak bakmasına sebep olmakla birlikte kişinin
alan Nietzsche, Breuer karşısında kendini açıklamaktan yaşamını sonlandırmak istemesi gibi düşüncelere kapılmasına
sakınmakta ve kişinin kendisini bir başkasına sebep olmaktadır.
açıklamasını güçsüzlük olarak nitelendirmektedir.
Nietzsche tedavi sürecinde, felsefe, psikoloji ve tıbbi Ümitsiz bir yaşam boş ve yaşanmaya değmez bir
müdahaleler sonucunda kendini Breuer’e açmıştır. yaşamdır. Sıfırı sıfır ile bin kez çarpsanız da yine sıfır
Olaylar bu noktada yol alırken Nietzsche’de verdiği
ümitsizliğin acılarla dolu bir inanışı tetiklediğini görüyoruz. elde edersiniz! Belki de sıfır elde ettiğimiz için sonsuz
Nitekim Nietzsche kitapta, bu konuda insanın kendi ölüm ümitsizlik evreninde bocalıyoruz. Çünkü insanları
anını seçmesine ve istediği zaman hayattan ayrılmasına ümitsizliğe götüren olaylar, mutluluğa da götürebilir.
değiniyor. Biz hangi hanın yolcusuyuz? Neyi istemiştik ve ne
‘Kendi ölümünün gelişine hazır olmalı, onu nasıl kadar istemiştik?
karşılayacağına karar verebilmeli, seçenekler sunulmalı.
Bu güçtür.’ şeklindeki ifadeleriyle de bu görüşünü
temellendirmektedir. Çünkü yaşamak da, ölmek de güç Çünkü istemek inanmanın bir sonucudur. Ümitsiz bir liman belki
ister. Bu noktada insanların gerek yaşarken ve gerek de ne kadar istediğimizle ilgiliydi. Bizlerin mutlak sağlıkla
ölürken sahip olmaları gereken esas unsur güçtür. ümitsizlik kıyısını teğet geçtiğimiz isteklerimizin olması dileğiyle.
SAYFA 35 • SOSYAL HİZMET MAGAZİN • DÜŞÜNCE KİTAPLIĞI • MART 2021