Page 41 - 11. SAYI MART KAPAK
P. 41
20 ilkyaz geldi yeryüzüne, ben doğalı beri. Hiç biri Ne zaman böyle dalsam, gelinciklerle dolu bir tarlaya düşer
gülüşlerimi büyütemedi. Babamın öfkesi ile uzayan yolum. Sıcacık bir güneşin altında, kırmızıyla yeşilin
gecelerdir, çocukluğumdan bende kalan iz. Ve devrilen bayramı alır beni. Bir el tutar elimi, kimin eli bilemem. Bir
masalar, annemin geceyi acıtan ağlayışları. Her şeye göz yakar yüreğimi, kimin gözü göremem. Yiteriz
sessiz bir boyun eğiş, kabulleniş; bir öğün yemek uğruna, gelinciklerin arasında. Ve sabırsız bir ses kanatır
baba evine dönmemek uğruna. Sonra beni içine çeken gelincikleri:
koskoca boşluk. Şu odaya, sobanın başına oturtan,
duvardaki levha ile bana fiyat biçen koskoca bir boşluk. “Dalma öyle, müşteriler birikti yukarıda.”
Koyu bir aldırmazlık. Binlerce, binlerce insanın bitimsiz Yavaş yavaş yukarı çıkarım. Havada, kapının ağzında
uykusu. Et kokusu... biriken insanların sabırsız uğultusu. Et kokusu...
Hep umutsuz şarkılar çalar bizim burada. Bazen dalar Vedat ARIER
gözler, yitik geçmişlere. Bir tek o zaman unuturuz bizi Ocak 1983 – ANKARA
aşağılayan şu odayı, yukarıdaki yatakları. Çökünce hüznü,
yaşanmamış – yaşanmayacak güzel günlerin, kapıdaki,
penceredeki yüzler seçilmez olur. Ilık ılık akar kanımız,
bilmediğimiz bir yerlere.
SAYFA 40 • SOSYAL HİZMET MAGAZİN • SANAT YAZISI • MART 2021